Bitcoin’in küresel yolculuğu, yalnızca fiyat dalgalanmalarıyla değil, aynı zamanda hangi ülkelerin ne kadar BTC biriktirdiğiyle de dikkat çekiyor. Zincir üstü analizlere ve finansal raporlara göre 2025 itibarıyla toplam arzın önemli bir kısmı birkaç ülkenin elinde toplanmış durumda. Teknoloji, regülasyonlar ve yatırım eğilimleri bu dağılımda belirleyici rol oynarken, bazı bölgelerde bireysel sahiplik öne çıkıyor; bazılarında ise kurumsal kontrol dikkat çekiyor.
ABD’den Ezici Üstünlük: 7,8 Milyon BTC ile Açık Ara Lider
Kripto para piyasalarının kalbi sayılan ABD, Bitcoin sahipliğinde de zirvede yer alıyor. 2025 itibarıyla yapılan analizlere göre, toplam 19 milyonun üzerinde olan küresel Bitcoin arzının yaklaşık %40’ı ABD merkezli yatırımcılarda bulunuyor. Bu da yaklaşık 7,8 milyon BTC’ye denk geliyor. Söz konusu üstünlük yalnızca bireysel yatırımcılarla sınırlı değil; kurumsal şirketlerin, emeklilik fonlarının ve özellikle spot ETF’lerin etkisiyle ülkedeki Bitcoin hacmi ciddi şekilde büyümüş durumda.
Ayrıca ABD’de nüfusun yaklaşık %14’ü en az bir miktar Bitcoin sahibi. Bu oran, ülkenin sadece toplam BTC varlığı bakımından değil, kullanıcı tabanı açısından da başı çektiğini gösteriyor. SEC’in onayladığı spot Bitcoin ETF’leri, bu sahiplikte önemli rol oynuyor. Coinbase ve Fidelity gibi büyük borsalar üzerinden yapılan alımlar, Amerika’nın kripto yatırımında kurumsallaşmış bir yapıya kavuştuğunu ortaya koyuyor.
Hindistan İkinci, Avrupa Üçüncü: Sürpriz Dağılım
ABD’nin ardından ikinci sırada yer alan ülke Hindistan. Tahmini 1 milyon Bitcoin ile küresel arzın %5,1’ine sahip olan Hindistan’da, yatırımcı profilini büyük ölçüde genç ve teknolojiye hâkim bireyler oluşturuyor. Ülkede kripto paralar hâlâ düzenleyici tartışmaların merkezinde yer alsa da düşük maliyetli uygulamalar ve mobil cüzdanların yaygınlaşmasıyla birlikte Bitcoin yatırımı hızla büyüyor. Yatırımcıların büyük kısmı küçük tutarlarla pozisyon alırken, toplamdaki sahiplik etkileyici bir seviyeye ulaşmış durumda.
Avrupa ise yaklaşık 900 bin BTC ile (%4,6) üçüncü sırada yer alıyor. Ancak bu sahiplik, kıta geneline yayılmış durumda. Almanya, İsviçre ve Hollanda gibi ülkeler hem kurumsal rezervleri hem de kullanıcı başına ortalama BTC miktarıyla öne çıkıyor. Avrupa Birliği’nin düzenleyici yaklaşımları zaman zaman sınırlayıcı etki yaratsa da birçok ülkede kripto yatırım araçlarına artan kurumsal ilgi dikkat çekiyor.
Çin ve Diğer Bölgeler: Pay Küçük, Potansiyel Büyük
Çin, son yıllarda madencilik yasakları ve sert regülasyonlarla kripto piyasasından uzaklaşmış görünse de elindeki BTC varlığı hâlâ kayda değer. Çin hükümetinin yaklaşık 194 bin BTC’lik bir rezerve sahip olduğu tahmin ediliyor. Bu varlıkların büyük bölümü geçmişteki operasyonlar sırasında ele geçirilen fonlardan oluşuyor. Çin’de bireysel yatırımcıların ise merkezi borsalara erişiminin kısıtlı olması nedeniyle sahiplik oranı düşük seviyelerde seyrediyor.
Öte yandan Latin Amerika, Afrika ve Güneydoğu Asya gibi bölgelerde Bitcoin’e yönelik ilgi her geçen gün artıyor. Venezuela, Nijerya, Endonezya ve Filipinler gibi ülkelerde, enflasyona karşı korunma aracı olarak kripto paralar ön plana çıkmış durumda. Her ne kadar bu bölgelerin küresel BTC sahipliği içindeki payı %1–2 arasında olsa da günlük kullanım oranları ve adaptasyon hızları gelecekte daha yüksek rakamları mümkün kılabilir.
Kayıp BTC’ler ve Satoshi Etkisi: Gerçek Arz Daha Düşük
Her ne kadar bugüne kadar 19 milyondan fazla Bitcoin çıkarılmış olsa da bu miktarın tamamı aktif şekilde dolaşımda değil. Yapılan tahminlere göre yaklaşık 3 milyon BTC özel anahtar kayıpları, ölen sahipler veya yıllardır işlem görmeyen cüzdanlar nedeniyle erişilemez durumda. Bu da sahiplik dağılımlarını hesaplarken dikkat edilmesi gereken önemli bir fark yaratıyor; çünkü görünürdeki arz ile gerçekte işlem görebilen BTC miktarı arasında ciddi bir fark oluşuyor.
Ayrıca Bitcoin’in kurucusu olarak bilinen Satoshi Nakamoto’ya atfedilen yaklaşık 1,1 milyon BTC on yılı aşkın süredir hareket etmedi. Bunun yanında zincir üzerinde son 10 yılda hiç dokunulmamış başka cüzdanlarda da yaklaşık 1,5 milyon BTC daha bulunduğu tahmin ediliyor. Tüm bu veriler bir araya getirildiğinde, aktif dolaşımdaki gerçek BTC miktarının toplam arzın %70’ine kadar gerileyebileceği görülüyor. Bu durum, ülkelerin elindeki oranların da fiilen daha büyük anlamlar taşıyabileceğini gösteriyor.